8 Mart 2008 Cumartesi

süper kartlar...

Tuğçe'ye değişik desenlerde kesebilen makaslar aldım.Okadar güzel ve zevkli kesimler yapılabiliyor.Bizde kartonlar ve elişi kağıtları ile kartlar yaptık.Çok eğlenceli tavsiye ederiz...

5 Mart 2008 Çarşamba

KARTONDAN KUMBARA YAPIMI...

Dün akşam Tuğçe'yle kartondan kumbara yaptık.Çok eğlenceliydi.Kalın bir kartona aşağıdaki şekildeki gibi bir çizim yapıp keselim.Çizili yerlerden keserek kutumuzu yapıştıralım. Daha sonra renkli fon kartonuyla kutuyu kaplayalım.Üzerini biz elişi kağıtları, boncuk ve birazda çizim yaparak süsledik.Siz isterseniz evinizdeki değerlendirmek istediğiniz aksesuvarlarla bile süsleyebilirsiniz. Çocuğunuzun önüne birşeyler koyun bırakın istediği gibi süslesin .Hem yaratıcılığı gelişmiş olur,hemde para biriktirmek için asla kesmeye kıyamayacağı birde kumbarası...:))



29 Şubat 2008 Cuma

Tuğçe'nin dedesi....


İnanamassınız,Tuğçe dedesinin resmini yapmış.Karşısına otutturmuş ve çizmiş.Çok şeker ya nasılda benzetmiş.Resim yapmaya bayılıyor.Buda benim çok hoşuma gidiyor tabi.İnsanın sanatla uğraşması çok güzel .Umarım büyüyüncede bu ilgisi devam eder...

ŞUBAT AYI NEDEN 28_29 GÜN ÇEKER?

Şubat ayı neden 28 gün çeker de ocak yada aralık 31 çeker şubatın 28 çekmesinin özel bir sebebi var mı?
Bugün kullandığımız takvimin kökeni, Roma İmparatoru Julius Caesar’ın, Mısırlı astronomi bilgini Sosigenes’e yaptırdığı “Julyen” takvimi.
Bu takvime göre bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Artan bu saatler her 4 yılda, bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece bir yıl, 4 yılda bir 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12’ye tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülür. Julyen takviminde yılbaşı, mart ayındadır ve buna göre şubat, yılın en son ayıdır. “July” olarak bilinen temmuz ayı, Julius Caesar’ın adını taşır ve 31 gün sürer. Caesar’dan sonra yaşayan bir başka Roma İmparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki ağustos (Augustus’un adından) ayının 30, Caesar’ın adını taşıyan temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan İmparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, yılın son ayı olan şubattan bir günü alıp, ağustos ayına ekler. Böylece 30-29 gün döngüsü yaşayan şubat ayı 29-28 gün olarak belirlenir.

28 Şubat 2008 Perşembe

ÖRGÜ SAKSI KILIFLARI...



Bence örgü yapmayı seviyorsanız bu kılıflar bir harika.Saksılarınızıda çok hoş gösterecek değişik bir hava verecektir...

Yeni sezon çantalar...



renkli çanak antenler....

Görüntü kirliliğine son..Nede güzel boyamışlar bu antenleri böyle...Harika olmuş bence....

5 Şubat 2008 Salı

origami...


Haydi anneler çocuklarımıza kağıttan tavşan yapalım.Çok şeker değilmi.Bu origami tarifini hoş bir siteden aldım.Merak edenler olursa orda başka origami tarifleride var,buyrun:))http://strawberry.typepad.com/my_weblog/origami/index.html

3 Şubat 2008 Pazar

CEVİZLİ KEK...

MALZEMELER:4 adet yumurta ,2 su bardağı toz şeker,1 su bardağı çiçek yağı ,1 su bardağı yoğurt,2 adet kabartma tozu,1 çay kaşığı karbonat ,3.5 su bardağı un ,portakal kabuğu rendesi ,1 avuç ceviz içi .
YAPILIŞI:Yumurta ve şekeri mikser ile iyice köpürünceye kadar çırpalım.Yoğurt ve yağı ilave edip çırpmaya devam edelim. Unun içine kabartma tozu,karbonatı karıştırıp:karışıma ekleyelim, portakal kabuğu ve cevizlerimizide katıp karıştırdıktan sonra yağladığımız kek kalıbına dökelim.170,180 derece fırında pişirelim.Afiyet olsun.....

ÇOCUKLAR İÇİN HARİKA ÖRGÜ SIRT ÇANTALARI..














Bu çantalar bir harika ....Hemen bir tanesini deneyip yapmak istiyorum.Bunları harika bir siteden buldum.Çok güzeller öyle değilmi?Bence çocuğunuz varsa sizde hemen birini yapıp onu sevindirin.Bence çocukları sevindirmek dünyanın en güzel duygusu...Siteyide mutlaka ziyaret edin.Çok hoş şeyler bulacağınıza eminim....http://www.10marifet.org/

1 Şubat 2008 Cuma

ATLAR......................

Ne kadar güzeller değil mi? Tuğçenin küçüklükten beri en büyük hayali bir atının olması.Atları öyle çok seviyorki.Karşısına kim çıkarsa dedesi, babaannesi,bizler vs herkesten ona at almalarını istiyor.Ne açıklama yaparsak yapalım kesinlikle kabul etmiyor.Ve bir gün mutlaka büyüyünce bahçeli bir ev alacağını ve orda bütün hayvanları besleyeceğini hayal ediyor.Hepimizin mutlaka böyle güzel mutluluk veren hayalleri vardır değil mi?.Asıl mutluluk sağlık ve sıhatle sevdiklerinle beraber gelir.

Hepinize sağlık ve sıhatle dolu hayalerinizi yaşayabileceğiniz iyi haftasonları diliyoruz. Mutluluk gönlünüzce olsun...:))

En çok sevdiğimiz balığımız...

Evet en çok sevdiğimiz balığımızdı merve.Ama artık yok.Balıkları çok seviyoruz.Kocaman bir akvaryumumuz var.Ama çoğu zaman balıklarımızı kaybediyoruz.Buda bizi çok üzüyor.Tuğçe sağolsun her şeye merve adını verdiği için genelde balıklarımızın ismide merve oluyor.Uzun zamandan beri balık almıyorum.Şu anda 3 tane balığımız kaldı .Onlarda maaşallah bir büyüdülerki sormayın boyları yaklaşık 1 karış oldu.Onlarıda kaybedicez diye çok korkuyoruz. Umarım daha uzun bir süre arkadaşlarımız merveler olarak bizimle yaşamaya devam ederler:))

28 Ocak 2008 Pazartesi

AŞURE...

Hafta sonu aşure yaptık.Merak eden yapmak isteyen arkadaşlar var ise bu tarifi deneyin.Ben her zaman çok yapıyorum. Bu tarif yaklaşık olarak 80 kişilik... Ama tarifin ölçülerini küçülterekte istediğiniz kadar yapabilirsiniz..Aşüre sevenlere şimdiden afiyet olsun..:))
MALZEMELER:2 kg buğday, yarım kg pirinç, 1 avuç kuş üzümü, 300 gr kuru üzüm(çekirdeksiz), 10 ,15 adet karanfil,250 gr kuru incir,600 gr kadar kuru kayısı,4 adet elma,2 adet portakal kabuğu rendesi,4,5 kg toz şeker,2 su bardağı nohut, 2 su bardağı kuru fasulye,üzerini süslemek için:2 adet nar,yarım kg ceviz,1 paket susam,1 paket hindistan cevizi, 1 paket tarçın.Arzuya göre fındık ,fıstıkta konulabilir ama ben koymuyorum.
YAPILIŞI: 1 gün öncesinden fasulye,nohutu ıslatalım..Buğdayları bir büyük tencereye koyup suyun rengi beyazlaşıncaya kadar yıkayalım.İyice temiz yıkandıktan sonra üzerini 4 parmak geçicek şekilde su ilave edip ocağa koyalım.buğdaylar kaynayıp,açılıncaya kadar pişirelim.daha sonra ateşten alıp içerisine pirincimizi,kuş üzümünü,kuru üzümü ve karanfilleri ilave edip karıştırdıktan sonra, kapağını kapatıp bir bezle örtelim ki sıcak kalsın (sofra bezi,battaniye bile olabilir)ve yapacağımız zamana kadar buğdaylarımız iyice şişsin. ertesi gün fasulye ve nohutu pişinceye kadar haşlayalım.yaklaşık olarak 7,8 litre kadar su ile şekerimizi kaynatıp şerbet haline getirelim kaynar halde iken buğdaylarımıza ilave edip karıştıralım.ve ocağın üzerinde kaynamaya başladığında rendelediğimiz portakal kabuğunu ve haşlanmış olan fasulye ve nohutu ilave edelim.Başka bir tencerede elmalarımızı ,kayısı ve incirleri küçük küçük doğrayıp üzerine 3 parmak geçicek şekilde su ilave edip kaynatalım.iyice kaynaydıktan sonra bunlarıda aşuremize ilave edelim.Kısık ateşte ara sıra karıştırarak aşuremizi bir güzel pişirelim.iç malzemesi tamamen pişince ve iyice koyulaşınca aşuremiz servise hazır demektir.(bazıları nişasta ile aşurenin kıvamını koyulaştırıyorlar.Ama ben nişasta kullanmıyorum.Zaten içerisine pirinçte koyduğumuz için kendi koyu bir kıvam alıyor.O yüzden sakın tekrar içine nişasta koymayın.) Daha sonra aşüremizi kaplara koyup dilediğiniz gibi süsleyebilirsiniz.Bizde süsleme işini Tuğçe çok seviyor.Sizinde böyle meraklı kızlarınız varsa süsleme işini onlara bırakabilirsiniz.HEPİNİZE AFİYET OLSUN..:))

ETİMEK TATLISI...

Bu tatlı çok güzel,hafif ve pratik yapılabilecek bir tatlı .Misafirlerinize gönül rahatlığı ile servis yapabilirsiniz.Ağzınıza layık..:))MUTLAKA DENEYİN:))

MALZEMELER:1litre süt, 2 fincan un, 125 gr margarin, 2 adet vanilya, 2 su bardağı toz şeker, 1 paket krem şanti, 1 paket etimek, üstü için fındık ve ceviz kırıntısı.Şerbet için:2 su bardağı toz şeker, 1.5 su bardağı su.
YAPILIŞI:Önce şerbetimizi hazırlayalım.Ve soğumaya bırakalım.Margarinimizi bir tencerede eritelim, unumuzu elave edip;güzelce kavuralım.Daha sonra sütü yavaş yavaş ekleyelim.Şekeri ve nişastayı da ilave edip devamlı karıştırarak muhalebimizi pişirelim.5 ,10 dk dinlendikten sonra muhallebimizi mikser ile 5 dk kadar çırpalım. Şerbetimiz ılık hale gelince etimekleri bu şerbete batırıp bir tepsiye dizelim.Kalan şerbetide üzerlerine dökelim.Hazırladığımız muhallebiyi etimeklerin üzerine dökelim.En üstede yapmış olduğumuz krem şantiyi dağıtarak ilave edelim.Fındık ve ceviz kırıntısı ile üzerini süsleyip, tatlımızı 2 saat kadar buzdolabında bekledikten sonra güzelce servis yapabiliriz .AFİYET OLSUN..:))

27 Ocak 2008 Pazar

İPEK BÖCEKLERİ....



İpek böcekleri çiftleştikten sonra her biri iğne ucu büyüklüğünde olan 500 tane yumurta bırakırlar. Yumurtladıktan iki-üç gün sonra da ölürler. Yumurtadan çıkan tırtıllar dut yapraklarını yiyerek gece-gündüz demeden 20-30 gün kadar beslenirler. Bu süre içinde tırtılların tükettikleri yaprakların ağırlığı vücut ağırlıklarını kat kat aşar. Tırtıl dört kez deri değiştirdikten sonra olgunlaşır. Artık koza örmeye hazırdır. Kozasının içinde olgunluğa erişen güve, kahverengi bir enzim yayarak kozanın yumuşamasını sağlar. Koza iyice yumuşadıktan sonra en yumuşak yerinden kozayı iterek dışarı çıkar. Tırtıl artık bir ipek böceğidir. Bundan sonraki yaşamında havayla temas ettiğinde anında kuruyan ve bir ipe benzeyen ama aslında çok büyük bir protein molekülü olan ipeği üretecektir.

National Geographic, January 1984, s.24

CANIM ANNECİĞİM....


CANIM ANNECİĞİM


ANNECİĞİM SENİ ÇOK SEVİYORUM
BİLİYORUM SENİ ÜZÜYORUM
AMA YİNEDE SENİ ÇOK SEVİYORUM
SAÇLARIN İPEK GİBİ
GÖZLERİN GÜNEŞ GİBİ
CANIM ANNECİĞİM BENİM
TIPKI BİR MELEK GİBİ
BÜTÜN HERŞEYİM
SENİN OLSUN ANNECİĞİM
SEN DÜNYANIN
EN GÜZEL ANNESİSİN

TUĞÇE...

23 Ocak 2008 Çarşamba

PAPAĞANLARIN ÖZGÜRLÜĞÜ...:-))



Bu fotoğrafları kuzenim nuel tatili için gittiği Avusturalya'da çekmiş.Bu papağanlar heryerde özgürce dolaşıyor ve insanların kendilerini sevmesine izin veriyorlarmış.Ne kadar güzel değilmi doğayla iç içe olmak :hayvanlara özgürce yaşama şansı vermek...Keşki buralardada böyle imkanlarımız olsa ;Şehir hayatında insan doğayı,ağaçları kuşları çiçekleri öyle özlüyorki! bir an evvel baharın gelmesini ve kırlara gidebilmeyi istiyor insan...Bizim buralardada güvercinlerimiz var ara sıra Tuğçe ile Konak meydanına gidip onlara yem atıyoruz.Etrafımızda olanca güzellik ve sevimli halleriyle papağanların dolaştığını hayal edince insan bir hoş oluyor.Böyle bir şey olsaydı Tuğçe 'yi sanırım hiç evin içinde tutamazdık.....

20 Ocak 2008 Pazar

Uğur böceğimiz 1 haftadır bizimle...:))

Okuyan arkadaşlar bilirler.Geçen hafta sonu bir uğur böceği bizi ziyarete geldi.Bizde onu bu soğukta dışarıya bırakmaya kıyamadık.Evimizde 1 haftadır misafir ediyoruz.Tuğçe ona fındık kabuğundan bir yuva yaptı onun içinden hiç çıkmıyor diyebilirim.1 ,2 defa onu fındık kabuğunun içinde göremedik. Daha sonra tekrar oraya döndüğünü farkettik.Genellikle kıpırdamadan duruyor.Bizde haliyle merak ettik tabi uğur böcekleri ne yer ne içer .Araştırdık bilmediğimiz bir çok şey varmış .Bunları sizlerlede paylaşmak isteiyoruz.
İşte uğur böceklerinin hayatı.....:))





UĞUR BÖCEĞİ
Uç uç böceğim, annem bana terlik, pabuç alacak

* Baharın gelmesiyle birlikte bahçeleri dolduran uğur böcekleri bitkilere zarar veren yaprak bitlerinin düşmanıdır. Bir uğur böceği hayatı boyunca yaklaşık 5.000 tane bitki zararlısı yer.

* Uğur böcekleri kırmızı, sarı, pembe, portakal renginde olabilir. Vücutlarında genellikle benekleri bulunur.

* Uğur böceklerini parlak renkleri onların düşmanlarından korunmasına yardım eder. Parlak renkli canlılar genellikle zehirli olurlar. Onların parlak renklerini gören düşmanları zehirli olduklarını düşünerek uğur böceklerinden uzak durur.

* Bir uğur böceği rahatsız edildiğinde kötü bir koku salgılayarak düşmanını kendisinden uzaklaştırır.

* Uğur böcekleri kanatlı böcek sınıfına girerler. Uçmadıkları zamanlarda hassas kanatları kapalı ve bir koruyucu altındadır. Uçmak istedikleri koruyucu açılır ve kanatların hareket etmesine izin verir.

* Uğur böcekleri hayatları boyunca tam bir başkalaşımdan geçerler. Bu evreler şu şekilde özetlenebilir:

1. Dişi uğur böceği yumurtalarını yaprakların üzerine bırakır.
2. Yumurtadan çıkan larvalar da tıpkı yetişkin uğur böcekleri gibi yaprak bitlerini yerler.
3. Larvalar yeterince büyüdüklerinde kendilerini bir yaprağa ya da dala yapıştırırlar. Burada olgunlaşarak pupa şeklinde sarılı olarak kalır. Büyüklüğü erişkin uğur böceği ile aynıdır. Sarılı kalması, başkalaşım geçirirken pek çok tehlikeden korunmasını sağlar.
4. Birkaç gün süren başkalaşım evresinden sonra hepimizin çok sevdiği uç uç böcekleri nazik uçma stilleriyle hayatımıza renk katarlar.

* Uğur böcekleri bir sene içinde en az bir kez yumurtlayarak yeni uğur böceklerinin dünyaya gelmesini sağlarlar.

* Bazı yetişkin uğur böcekleri yaprak çürüntülerinin altında kış uykusuna yatarak kışı geçirirler.

19 Ocak 2008 Cumartesi

KELEBEĞİN MÜKEMMEL KANATLARI...

Çoğu kelebeğin kanatlarının üstünde ve altında birbirinden farklı desenler bulunur. Kelebekler bu desenleri kamuflaj yapmak için kullanır. Vücutlarının alt kısımlarında genellikle soluk renkler vardır. Saklanmak istediklerinde kelebekler bu renklerinden faydalanır. Daha parlak ve canlı renklerdeki desenlerini ise sadece gerektiği zamanlarda -çiftleşme dönemlerinde olduğu gibi- kanatlarını açık tutarak ortaya çıkarırlar. Kelebeklerin renkli ve farklı desenlere sahip kanatları yaratıcının benzersiz renk sanatının birer tecellisidir. Kanatlarındaki simetri ise tesadüflerle oluşamayacak bir mükemmelliktedir.
Thomas C. Emmel, Florida's Fabulous Butterflies, s.4

KELEBEKLERİN UZUN DİLLERİ....


Kelebeklerin pek çoğunun uzun bir burnu (Proboscis) vardır. Proboscis, çiçeklerin derinlerde olan nektar gibi sıvı besinlerini emmek ya da su içmek için kulanılan uzun bir dildir. Kelebekler bu uzun dillerini kullanmadıkları zamanlarda içeriye doğru sararlar. Bu dil yuvarlanarak sarılmadığy zamanlarda kelebeğin boyunun 3 katı kadar uzayabilir.
Thomas C. Emmel, Florida's Fabulous Butterflies, s.4

APOLLON KELEBEĞİ...

Dağlık bölgelerde yaşayan Apollon kelebeği 6.000 m. yükseklikte bile yaşayabilen bir türdür. Bu kelebeklerin vücutları kürke benzeyen siyah tüylerle kaplıdır. Gövdenin koyu rengi böceğin güneşten ısı emmesine yardım eder. Siyah benekli beyaz kanatlar diğer kelebeklerinkine oranla daha büyüktür. Böylece güneşin ışınlarını almak için daha geniş bir yüzey sağlanmıştır. Ayrıca bu kanatlar olağanüstü yükselme yönteminde de kelebeğe yardımcı olur. Kanatları son derece incedir, bu yüzden hemen hemen saydam gibidir. Bu da güneş ışınlarının kelebek tarafından kolay emilmesine yardımcı olur.

Hayvanlar Ans., C.B.P.C Publishing, Böcekler, s.13

17 Ocak 2008 Perşembe

BU BEBİŞLER ÇOK KOMİK..:-))

BU VİDEODAKİ BEBİŞLER ÇOK KOMİK...:-))MUTLAKA İZLEYİN....İYİSEYİRLER...





16 Ocak 2008 Çarşamba

TAKILARIMIZ...










Takı yapmayı çok seviyoruz.Boş kaldığımız zamanlarda boncuklarla uğraşmak çok hoşumuza gidiyor.Zaten işim gereği devamlı boncuklarla iç içeyim ama onları gelinliklerimin dışında takılardada kullanmak çok keyif veriyor.Tuğçe de sağolsun bizim işimize aşırı derece meraklı dükkana geldiği zamanlar mutlaka kendine bir kolye yapar.Kızımın sanatsal yeteneği çok fazla.Bukonuda bana çekmiş.Bu beni gerçekten çok mutlu ediyor.Bu arada benim mesleğimi çoğu arkadaş biliyor ama bilmiyenler varsa tekrar yazmak istiyorum.Ben modistim;Bir moda evimiz var.Gelinlik, abiye ve nişanlıklar yapıyoruz.Merak ederseniz sitemizi ziyaret edebilirsiniz

15 Ocak 2008 Salı

Artık evcil bir uğur böceğimiz var:-))




Haftasonu kızımla ders çalışırken birden kitabın üzerinde bir uğur böceği olduğunu fark ettik.Bu soğuk havada nasıl yaşadığını ve hiç bir yer açık olmadığı halde eve nasıl girdiğini çok merak ettik.Ama çok sevindik....Yavru bir uğur böceğiydi bu.Tuğçe hemen izlediği çizgi filmlerden aklına gelmiş olacak ;anne ona fındık kabuğundan bir yuva yapalım dedi.Hemen bir fındık kırdık ve biraz kırıntı koyarak uğur böceğimizi kabuğun içine koyduk.Karnı acıkmış olacak hemen yemeğe başladı.Bizde bu soğuk havada onu dışarıya bırakmaya kıyamadık.3 Gündür bizim misafirimiz.Onu bir tabağın içine fındık kabuğuyla beraber koyduk,üzerinede biraz yeşillik koyduk.Yeşilliklerin üzerinde dolaşıyor ve yatacağı zamanda kabuğun içine girip yatıyor.Tuğçe'nin onun için seçtiği yatağı bir hayli sevmiş olacak galiba ordan ayrılmıyor.Artık evcil bir uğur böceğimiz var:-))

14 Ocak 2008 Pazartesi

FINDIKLI KURABİYE....

Hafta sonu yine kızımla kurabiyeler yaptık.Kokusu tadı mükemmel oldu.Bizi okuyan arkadaşlar tariflerimizi çok beğeniyorlarmış.Bizi takip ettiğiniz ve beğenileriniz için ayrıca hepinize tek tek teşekkür ediyorum.Bu kurabiye tarifinide ilgilenen arkadaşlarımıza sunuyorum.MUTLAKA deneyin hiç pişman olmayacaksınız..

FINDIKLI KURABİYE...:))






MALZEMELER:1 paket margarin,2 adet yumurta(1 tanesinin akını ayırın),250 gr pudra şekeri,1 su bardağı nişasta ,1 paket kabartma tozu,1 paket vanilya ,1 çay kaşığı karbonat,limon kabuğu rendesi, fındık kırıntısı, aldığı kadar un.

YAPILIŞI:Bütün malzemeleri bir kaba koyalalım.(un hariç)hepsini güzelce yoğuralım,sonra yavaş yavaş un ilave edip yedirelim.Hamurumuz elimize yapışmayacak şekle gelene kadar un ilave edelim.







ceviz büyüklüğünde parçalar yapıp önce yumurta akına sonrada fındık kırıtısına batıralım.
fırın tepsimizin altını unlayalım ve kurabiyelerimizi aralıklı bir şekilde dizelim.Kabardıklarında birbirine yapışmamaları için aralıklı yerleştirelim.170 derece fırında üzerleri hafif pembeleşinceye kadar pişirelim...







işte kurabiyelerimiz hazır..AFİYET OLSUN:))

12 Ocak 2008 Cumartesi

RESİM YAPMAK EN GÜZEL HOBİMİZ...


Dün akşam Tuğçe'le resim yapmaya karar verdik.Başladıktan kısa bir süre sonra kendi çizimini bıraktı.İllada senin resmini bende boyamak istiyorum:anne ne olursun diye tutturdu.Ve beraberce boyadık. çokta güzel oldu...:))

MUTLUYUZ...

Bu hatıra defterini tuğçe'ye forklor kursundaki başarısından dolayı vermişler.Hatta katılımından dolayı bir başarı belgesi ile birlite vermişler hediyeyi..Çok mutluyuz...İnşallah bu aktivitesini her zaman sürdürmek ister.Bence her insanın kendini rahat ve huzurlu hissedeceği yamaktan zevk duyup günün stresini kafasından atmasına yardımcı olacak güzel bir uğraşı olmalı.Bizim Tuğçe'yle en büyük zevkimiz resim yapmak..Hayatın zevki içimizdeki sesi dinleyip bizi huzura götürecek yollardan geçer :Mutluluk için içinizdeki sesi dinleyin.O size gerçek güzellikleri keşfettirecektir..

11 Ocak 2008 Cuma

HALK OYUNLARI...



Tuğçe'yi hafta sonları forklor kursuna gönderiyorum.Kızım için çok güzel bir sosyal aktivite olmuş oluyor.Hemde enerjisini atıyor.Daha az yaramazlık yapar diyorduk enerjisini atınca ama...hiçte öyle olmuyor maaşallah..Dahada coşuyor kurstan gelince.Dün ona bir başarı belgesi vermişler.. Birde hediye almışlar..Çok mutluydu.Bizde çok mutlu olduk tabi.Çocuğunun başarısına kim sevinmezki?Esas başarıyı karnede bekliyoruz.İnşallah iyi bir karne getirir..merakla bekliyoruz bakalım:))